an’da bulunabilmek çok kıymetli. an’da yaşadıkça kendimi kendi özgürlüğüme davet ediyorum. hayatı olduğu gibi yaşamaya, ilişki kurduğum her şeyden tat almaya ve olayları/durumları nasılsa öyle, oldukları gibi görmenin netliğine adım atıyorum. bunların olmayışını yeterince deneyimledim hayatta. asıl olanın an’ın dışında (dünde ya da yarında) olmadığını; geçmişle geleceğin arasına sıkışıp kalmanın birçok sıkıntısını yaşadım, gördüm. bugüne kadar gördüklerimin mesajını alıp, gösterdiklerine şükredip alış verişimi dengeledikten sonra, yepyeniye heyecanla adım atmanın vakti geldi. içtiğim suyun, yediğim yemeğin kendimle ve kâinatla kurduğum ilişkinin tat-lı olmasını istiyorsam, şu andan itibaren üstünde “yeni an” yazan tabelayı takip ediyorum ve onun beni davet ettiği yolun yolcusuyum.
içinde bulunduğum yer -fiziki düzlem- maddi ve manevi boyutlara sahip bir varlık olarak yaşamla buluştuğum yegâne yer. beni an’dan koparan, zihnimin tetiklediği duygularla geçmişe ya da geleceğe gidiyor olmak. henüz yaşanmamış geleceği zihnin tasarlamasıyla belli bir kalıba ve tekrara hapsediyor olmak da bu denklemin sonuçlarından. peki nasıl anda olabilirim? mesela beş duyumu açarak; anda meydana gelen kokuyu, görüntüyü, sesi, tadı, dokuyu tadarak ve yaşadığım deneyimle o an buluşarak. geçmişten bir yargı ya da geleceğe bir atıfla anın deneyimini bulandırmayı bırakarak; çünkü anda her şey net, anda netlik var. anda seçim yaparak; çünkü anda özgürlük var. anda bedenime ve nefesime bakarak, çünkü bedenimle yaşamı tadıyorum ve her an nefes alıyor ve veriyorum. seçtiğim şeyi fark ettiğim anda ona dair bir adım atarak, içimde uyanan hayali maddedeki yansımasıyla buluşarak, çünkü an hem maddeyi hem manayı kapsayan. zaman zaman duygularımı derinden hissederek ve o zamanlarda dönüp duygularıma bakarak; onların varlığını görüp kabul ederek. bir duyguyu yaşayan yönüme “seninleyim” diyebilerek. ondan kaçmak yerine, onun anlattığını özenle dikkate alarak. bu duyguya bulanmaya ve onunla özdeşleşmeye bir meyil görürsem kendimde, bununla ilgili kendime özel tasarladığım bir hatırlatıcı belirleyerek. gerekirse kendime özel notlar alarak, ihtiyaç duydukça onları açıp okuyarak; gerekirse sesimi kaydederek, ihtiyaç duydukça onu açıp dinleyerek. “bugün nasıl yaşamayı seçiyorum?” gibi özgürleştirici bir soruyu sorup içimden gelenleri dinleyerek güne başlayıp, gün boyunca yaşayıp fark ettiklerim için şükürle geceye vararak. an’da sadece ve sadece (var olmanın) hafifliğini ve genişliğini tadarak…
KISACASI:
geçmişi karıştırmak “out”, burada olmak “in”. çünkü esas olan kıymetli olduğun, esas olan varlığının bizzat değerli olduğu. memnuniyetsizlik, kıyas, değerli bulmamak zihinden. geçmişten. hatırla kıymetini, gücünü seç. yeniden doğdun (her) şu an, “hoşgeldin” de kendine. göz gezdir etrafa, kokla havayı, kulak ver seslere, dokun kendi eline; hatta tut elini. merkezde olan sensin, asıl varlığın olan Sen. seç şimdi, nasıl yaşamayı tercih ediyorsan onu seç.