ekim notları

bir süre kendimi dinlemek iyi geldi, içimden neyin gelip gelmediğine özenle ve yakından bakmak.. seçimlerimi ve eylemlerimi, alanımı ve ilişkilerimi buna göre düzenlemek… kendimi ne kadar da geçiştirmişim önceleri. birileri, bir şeyler olsun da ilgileneyim demişim; kendime de şöyle bir bakıp geçmişim. bu insanı bencil de yapıyor, biliyor musun. bunu şu an bu kadar net fark ettim. bencil olmak, dışarıdan talepkar, beklentili ve bunu hak ettiğini düşündüğü bir hali insanın. ya verdiğin için bekleme hakkı görüyorsun kendinde, ya da almaya hak gördüklerinin şımarıklığıyla yapıyorsun bunu. “ben senden önemliyim” ya da bir başka ifadesiyle dışarıdaki birine “önemli olan benim” demek bencillik.

önemli olan benim. ,, bunu kendine fısıldadığında şefkatle, sevgiyle, içtenlikle.. o sesin çağrısıyla, hatırlatmasıyla kendine neye ihtiyacı olduğunu soruyorsun. için sana cevabı söylüyor, onu kendine sen sağlıyorsun, bir yetişkin olarak. böylece kendine yeten, kendini önemseyen, dışarı çıktığında alacaklı hissetmek yerine paylaşımcı olan; kendini sevdiği sevgiyle başkalarına güzellikler sunabilen, hesabını kitabını kendi evinde zaten yaptığı & bildiği için ve “kasada açık olmadığı için” ilişkilerinde alma-verme dengesini doğallıkla kuran biri olarak sınırını da biliyorsun, sınırsız kaynaktan doya doya içmeyi de..